Alevilerde, Gadir-i Hum’un önemi
Alevilerde, Gadir-i Hum’un önemi
Aleviler için çok önemli olan bu hadise; Hz.Muhammed’in Gadir Hum’da yaptığı konuşmadır(Hutbedir).
Medine, Mısır ve Irak yol ayrımı olan Gadir-i Hum’a ulaşdığında, Cebrail şu ayeti indirdi: “Ey Peygamber, Rabbi’nden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan, O’nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır.“ Bu ayet ile gelen ilahi emir; Allah, Hz.Muhammed’in; Hz.Ali’yi imam olarak halka tanıtmasını ve velayet hakkında nazil olanı, onlara tebliğ etmesini emretti ve ona itaat etmeyi herkese farz kıldı.
Medine, Mısır ve Irak yol ayrımı olan Gadir-i Hum’a ulaşdığında, Cebrail şu ayeti indirdi: “Ey Peygamber, Rabbi’nden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan, O’nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır.“ Bu ayet ile gelen ilahi emir; Allah, Hz.Muhammed’in; Hz.Ali’yi imam olarak halka tanıtmasını ve velayet hakkında nazil olanı, onlara tebliğ etmesini emretti ve ona itaat etmeyi herkese farz kıldı.
Hz.Muhammed; „Bütün övgüler Allah’a mahsustur; O’ndan yardım diliyor, O’na iman ediyor, O’na güveniyoruz. Nefsimizin şerlerinden, kötü amellerimizden Allah’a sığınıyoruz. Sapan kimseyi O’ndan başka kimse hidayet edemez; O’nun hidayet ettiğini ise kimse saptıramaz. Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet ediyorum.“
Daha sonra şöyle devam etti: Ey insanlar! Latif(yumuşak, hoş) ve Habir(tüm bilgilere hakim olan) olan Allah bana haber verdi ki, hiçbir Peygamber, kendisinden önceki peygamberin ömrünün yarısından fazlasını yaşamamıştır; Ben yakında Rabb’imin davetine icabet edeceğim. Ben sorumluyum, siz de sorumlusunuz. O halde siz ne düşünüyorsunuz?
Halk; Biz senin tebliğ ettiğine, nasihatte bulunduğuna, çaba sarf ettiğine tanıklık ediyoruz. Allah sana mükafat versin.
Hz.Muhammed; Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna, cennet ve cehenneminin hak olduğuna, kıyamet gününün geleceğine ve kabirde olanların dirileceğine şehadet ediyor musunuz?
Halk; Evet buna şehadet ediyoruz.
Hz.Muhammed; Allah’ım şahit ol.
Yine Hz.Muhammed: Değerli büyük emanet: Allah’ın kitabıdır; bir tarafı Allah’ın elindedir, diğer tarafı ise sizin elinizdedir. Ona sımsıkı sarılın, sapmayın. Değerli küçük emanet ise: Ehl-i Beyt’imdir. Allah-u Teala bana bildirdi ki, onlar havuzun başında bana ulaşıncaya kadar birbirlerinden ayrılmayacaklardır. Bunların birbirinden ayrılmamasını ben de Rabb’imden istedim. Onlardan ne öne geçin ve ne de geride kalın; çünkü helak olursunuz.
Hz.Muhammed, daha sonra Hz.Ali’nin elini tutup her kesin görebileceği şekilde göğe doğru uzatarak şöyle konuştu; „Ey İnsanlar! Müminlerin kendilerinden, onlara daha mevla kimdir?“
Halk; Allah ve Resulü daha iyi bilir.
Hz.Muhammed; „Allah-u Teala benim mevlamdır, ben de müminlerin mevlasıyım; ben onlara kendilerinden daha mevlayım. Öyleyse ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır.“ Ve Hz.Muhammed bu cümleyi üç defa tekrarladı.
Daha sonra şöyle buyurdu; „Allah’ım, onunla dost olana dost, ona düşman olana düşman ol; onu seveni sev, ona buğzedene buğz et; O’na yardım edene yardım et, O’ndan yardımını esirgeyenden yardımını esirge; O nereye dönerse Hakk’ı onunla döndür. Biliniz ki, bu sözleri hazır olanlar hazır olmayanlara bildirmelidirler. „
Halk henüz dağılmadan Allah-u Teala şu ayeti indirdi: „Bu gün dininizi kemale erdirdim, nimetimi size tamamladım ve din olarak islamı size beğendim.“
Bunun üzerine Hz.Muhammed şöyle buyurdu: „Allah-u Ekber! Din kemale erdi, nimet tamamlandı, Allah benim risaletime ve benden sonra Ali’nin velayetine razı oldu.“
Özet olarak; Hakk’ın buyruğu üzerine, ikrarın verildiği yerdir. Ve daha sonra, verilen ikrardan dönülen olaydır. Allah’ın laneti iki yüzlü inkarcıların canına olsun.
=Seyyid Hakkı=