Hacım Sultan (Recep Seyyid) Ocağı
Hacım Sultan (Recep Seyyid) Ocağı
Bu Ocak, Düşkünler Ocağı’dır.
Hacım Sultan’nın asıl adı Seyyid Recep’tir.
Hacım: Düşkünlerin terbiye edildiği yer, yada o yerdeki “Meydan taşı” anlamına gelir. İşte bu görevinden ötürü ona “Hacım Sultan” adı verilmiştir.
Düşkün Ocağında, diğer Ocaklar ve Dedeler tarafından “Düşkün” ilan edilen Seyyidler veya talipler, cezalarını çektikten sonra törenle af edilerek cezası kaldırılır. (Bu ceza, Toplum içinde dışlanmaktır. Düşkün ilan edilen kimse ile konuşulmaz, hiç alış verişte bulunmaz, hatta yardım edilmez).
Törende düşkün, üst tarafı çıplak olarak Cem Evine alınır. Düşkün, Cemaatten ve Dede’den af diler. Düşkün,eşiği öperek dara durur. Rehper düşkünü yüzüstü yatırır. Dede, Alaca Değnek” (Erkan Değneği) ile düşkünün sırtına “Allah-Muhammed-Al” diyerek, 33 kez vurur. Bu vuruşlar sembolik vuruşlardır. Bektaşilerde bu vuruşlar pençe ile yapılır. Bu törenden sonra düşkün af edilir. Düşkünden alınan “Erkan Değneği Hakkı” (ki, bu hak bir koyun, keçi, sığır olabileceği gibi, para olarak da alınıp, o para ile bir Kurban alınır). Pişirilerek tüm cemaata yedirilir. (Not: Hıdır abdal Ocağı da bir düşkünler Ocağıdır).
Hacım Sultan’nın doğum ve ölüm tarihlerini tam olarak bilmiyoruz. Velayetname’deki anlatımdan onun, Hacı Bektaş Veli’nin amcası Haydar Gazi’nin torunu Seyyid Hüseyin’in oğlu olduğunu öğreniyoruz.
Hacı Bektaş Veli, Baş Pirlik’e getirildikten sonra, görülüyor ki onun yakınları da zamanla çevresinde toplanmışlar.
Seyyid Recep’in “Kolu Açık” adını alması, Velayetname’de şöyle anlatılmaktadır: “Hacı Bektaş veli’nin 360 halifesi vardı. Kendisine en yakın olanı Cemal Seyyid Sultan’dı. Meclislerde en yüksek yer onundu. Ondan sonra Hacım Sultan gelirdi. Hacı Bektaş Veli, Hacım Sultan’a görünmeyen batın kılıç (Tahta Kılıç) vermiştir.
Dervişler, Dergah’ın kilerine katırla yük taşırlardı. Birgün Hacım Sultan: “Acaba bu tahta kılıç kesermi?” diye düşündü. Belindeki tahta kılıcı çıkarıp, kilere yük getiren bir katırda denemek istedi. Tahta kılıç, katırı ikiye ayırdı. Dervişler durumu Hacı Bektaş Veli’ye bildirdiler. Hünkar: “Hacım Sultan bizim gizli gücümüze inanmaz mı?” deyip ona: “Kolun tutula!” diye bedua etti. Hacım Sultan’ın kolu tutuldu. Günlerce kolunu açamadı. Hünkar’ın halifelerinden Saru İsmail, Hünkar’a Hacım Sultan’ın kolunu geri açması için yalvardı. Hacı Bektaş Veli, Saru İsmail’in yalvarışları üzerine: “peki, kolu açık olsun” dedi.
Velayetname’nin bir yerinde de: “Hacım Sultan, 12 imamlardan imam Ali Naki’nin oğlu Hüseyin soyundan gelir” diyor. Velayetname’nin yazarı burada bir konuda yanılıyor. İmam Naki’nin Hüseyin adında bir oğlu yoktur.
İmam Ali Hadi Naki, imam Muhammed Cevat Taki’nin oğludur. Annesi halife Memun’un kızı Ümmül Fazl’dır. Samara kentinde doğdu. Babası imam Taki, halife Mu’tasım tarafından 835 yılında öldürülünce, Ali soyu, henüz altı yaşında olan İmam Naki’yi Medine’ye götürdü. 860 yılında halife Mütevekkil, onu Samara’ya götürüp zindana attı. Bu dönem de çıkan Küfe ve Deylem isyanlarından korkan halife Mutemit, 868 yılında onu zindanda öldürdü. Cafer, Hasan Asker ve Ayşe adında üç çocuğu var. Oğlu Cafer, babasından önce çocuksuz vefat etmişti.
Hacı Bektaş Veli, Hacım Sultan’ı Uşak taraflarına gönderiyor. Hacım Sultan, Menteşoğulları ve Germiyanoğulları arasında yaşıyor. Onun yaşam öyküsünü, taliplerinden Derviş Burhan, kaleme alarak “Hacım Sultan Velayetnamesi” diye yazmıştır. Bu Velayetname, Hacı Bektaş Velayetnamesi’nden önce yazılmıştır.
Hacım Sultan’ın soyundan gelen Dede Baki, Fatih Sultan Mehmet’ten Uşak iline bağlı Yahşi Değirmen’i ve çevresini alarak bir Vakıf kurmuş. Bu Vakıf, daha sonra bozulunca, ıı.Beyazıt, bir fermanla Vakıf ve çevresini onun oğlu Seyyid Çelebi’ye vermiş. Kanuni döneminde bu Vakıf arazileri onun soyundan alınarak Haşimoğulları’na verilmiştir. Araştırmacı Nejet Birdoğan’dan aldığımız bu konuda ki belgeyi aşağıda veriyoruz: “740 Nolu Kütahya Efkaf Defteri; (Kanuni Sultan Süleyman dönemi)
Kolu açık Hacım bölgesi ve Yahşi Değirmeni: bu bölge ve değirmen, eskiden beri vakfolunmuştur. Hacım Sultan oğlu Dede Baki, Sultan Mehmet Han’dan buraları kullanma hakkını almıştır. Daha sonra Dede Baki’nin oğlu Şeyh Çelebi’ye kalmıştır. Vakıf bozulunca, Sultan Beyazit yeniden Şeyh Çelebi’ye ferman vermiştir.
Bugün ise; Padişahımız (Kanuni Sultan Süleyman Han), bunları haşimoğullarından kemal ve Veli kardeşlere vakıf olarak vermiştir. Eski defterde Uşak ilçesi diye kayıtlıdır. (Nejat Birdoğan-Anadolu ve Rumeli’nden Alevi yerleşimi)
Hacım Sultan’ın soyağacı Hacı Bektaş Veli ile ortak olduğu için, aşağıda birleşik olarak veriyoruz:
1-Hz.Ali
2-İmam Hüseyin
3-İmam Zeynel Abbidin
4-İmam Muhammed Bakır
5-İmam cafer-i sadık
6-İmam Musa-i Kazım
7-İmam Ali-ül Rıza
8-İmam Muhammed Taki
9-Seyyid Musa Araç
10-Seyyid Muhammed (874 yılında Nişabur Dergahı Piridir.)
11-Seyyid Yahya
12-Seyyid Cafer
13-Seyyid Hüseyin
14-Seyyid Ubeydullah
15-Seyyid Muhammed
16-Seyyid İbrahim
17-Seyyid Hasan
18-Seyyid Muhammed Sani
19-Seyyid Mehdi
20-Seyyid İshak
21-Seyyid Musa
↓
22-Seyyid Ali
23-Seyyid İlyas
24-Seyyid Muhlis
↓
22-Seyyid İbrahim Sani
23-Hacı Bektaş Veli
24-Seyyid Hızır Lale
↓
22-Seyyid Haydar Gazi
↓
23-Seyyid Hasan Gazi
24-Seyyid Abdal Musa
↓
23-Hüseyin Gazi
↓
24-Seyyid Hacım Sultan
↓
24-Seyyid Ali Seydi Sultan
2. Hüseyin Gazi
↓
Seyyid Ali (Kızıl Deli)
=Seyyid Hakkı=
Kaynak: Veli Saltık-Alevi ocakları