Musahip musahipsiz cennete girmez
Musahip musahipsiz cennete girmez
Müsahipler şöyle gerektir ki; once kendi bildiğinde geçeler, Batın gözünden perdeyi açalar, senlik-benlik etmeyeler, dünyalık halinde birbirlerininrızkına ve malına tekallüf yolunu seçmiyeler. Mal de candandır. Bir kişi kendi malına ve rızkına taksirlik etmeyip, erenler nazarında, erenler yoluna harcayınca, gerçek bilmiş olasınız ki o kişi kendi canına dahi kıyar, taksirlik etmez. Zira, mal da candandır. Öyleyse dünya halinde böyle olunca, ahirethalinde dahi böyle olur. Birbirinin yoluna baş ve candan hiç bir şeylerini esirgemezler. Şöyle ki:
Hakk katında biri yargılanmış olup, cennete giriyor olsa, öbürü de günahlı olup cehenneme gidiyor olsa, birbirini bırakıp cennete gitmezler. Ta ki birisi de yargılanıp ikisi bir olmayınca, Hak Taala o cennetlik kulunu da yargılar,
Mümin kişi cehenneme girmez.meğer ki münkir ve münafık ola ya da ibadetinde noksanlık etmiş ola veya erenlere diliyle ikrar verip, gönül vermemiş ola. Öyleyse müsahiplerin birbirlerine teslim olmaları (candan bağlanmaları) gerektir. Herhalde birbirnin yoluna baş ve canlarını esirgemeyeler. Ve birbirlerinden dalda(gizli) gitmeyeler. Ta ki kazanç kazanç ola, müsahip müsahip ola.
Imam Cafer-i Sadık BUYRUĞU
Hazırlayan: Adil Ali Atalay, Can yayınlar, 5.Baskı
Ekleyen: =Seyyid Hakkı=