Aşık Veysel
Aşık Veysel
Aşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde doğdu. Sivrialan, Sivas’ın tipik bir Alevi köyüdür. Sivas toprağı Alevi toplumuna onlarca ozan/önder yetiştirmiştir. Aşık Veysel’de bu soylu geleneğin temsilcilerindendir.
Aşık Veysel, yedi yaşındayken çiçek hastalığına yakalandı. Bu hastalık Aşık Veysel’i bir gözünden etti. Öteki gözünü de bir kaza sonucu kaybeden Veysel’in dünyası kararmıştı. Ama Veysel kanıtlamıştır ki, insanın görmesi için ille de göz gerekmiyor. Aşık Veysel’in gönül gözü açıktı çünkü.
Her iki gözünü de kaybeden çocuk Veysel’e avunması için saz verdiler. Veysel’in saza ilgisi artınca, Divriği yöresinde bulunan Ali ağadan dersler almaya başladı. Yöre yöre, köy köy gezmeye başlayan Veysel’in ünü bütün çevreye yayılmış oldu.
1931 yılında Sivas’ta düzenlenen halk şairleri bayramında, adını daha geniş bir çevreye duyurma olanağı buldu. Cumhuriyetin onuncu yıldönümünde yazdığı “Destan” büyük ilgi gördü. Bu “Destan’ı” çok beğenilen Aşık Veysel Ankara’ya geldi. Dönemin aydınlarından büyük destek görerek bilgisini ve kültürünü arttırdı.
Doğa, aşk ve toplumsal konularda oldukça duyarlı olan Veysel, bir çok mükemmel eser geride bırakmıştır. Şiirlerini yalın bir dil ile yazmış, yöresel şiveyi korumuştur. Aşık Veysel’in şiirlerinde hep umut vardır. Aşık Veysel her deyişinde, şiirinde, gönül gözleri kapalı olan gözleri açıklara adeta mesaj veriyor.
Aşık Veysel’i anlatmak kolay değil. Bugün dahi hiç kimse Aşık Veysel’in “tınısını” yakalayamıyor. Aşık Veysel, Alevi toplumunun bu yüzyılda yetiştirdiği en büyük ozanlardan biridir. Aşık Veysel 21.03.1973 tarihinde, doğduğu köy olan Sivrialan’da hakka yürüdü.
Alıntıdır