Seyyid Seyfeddin Ocağı-Tarihi
Seyyid Seyfeddin Ocağı, tarihçesi…
Yeni düzenleme: 05.09.2020. Seyyid Hakkı.
Seyyidlerin, tarihte karşılaştıkları zorluklar ve yazılı belgeler hakkında...
Tarihten kaynaklanan bazı sebeplerden ötürü, elde bulunan yazılı belgeler kimi zaman dönemin saltanatlarının baskıları sonucu saklanmış ve daha sonraları da saklanan yerler bulunmamıştır. Kimi zaman da saltanatın emriyle toplanıp yok edilmiştir.
Bu sebeplerden dolayı Alevilikte yazılı gelenekten çok, sözlü geleneğin hakim olduğu herkesçe bilinmektedir. Bu sebeple günümüzde sözlü geleneği yazılı geleneğe dönüştürürken bazı olumsuzluklarla karşılaşmak gayet doğaldır.
Günümüz ilim, bilgi ve teknoloji çağı olması itibariyle mevcut imkanlarla bazı gerçeklere ulaşmak mümküdür. Bu imkanlar çeşitli ülkelerin Kütüphanelerinden, çeşitli yerli veya yabancı yazarlardan veya elde bulunan çeşitli eski yazı gibi belgelerin tercüme edilmesi sonucu elde edilen bilgilerdir.
Ocakların, secere konusuna gelince; Ocakların gerçek seceresi, Ocağa ikrar vermiş olan canlı talipleridir yani yol evlatlarıdır. Çünkü ikrar vermiş bir yol evladı Mürşidini, Pirini ve Rehberini bilir.
Ancak artniyetli insanlar, kendi çıkar ve menfaatlerini göz önünde tutarak uyduruk ve bazı artniyetli Seyyidlerin evlatlarınca yapılmış yanlışlıkları gerçek hizmet sahiplerine mal edilerek hatta onları suçlayarak, karalıyarak, zor durumda bırakarak hizmetlerine engel olma gayreti içinde olduklarını da biliyoruz.
Seyyid Seyfeddin Ocağı, tarihçesi hakkında…
Seyyid Seyfeddin Ocağı evtlarınca yapılan araştırma sonuçlarınca ortak bilgiler şu istikamettedir. (Zaman ve süreç içerisinde elde edilen bilgiler neticesinde elbetteki düzenlemeler olacaktır.)
Seyyid Seyfeddin Ocağı, Palu’ya bağlı Seydili köyündedir ve Sır mekanı(Kabri) ise, Palu’nun Zeve semtindeki Palu mezarlığındadır.
Seyfeddin ve Seyfettin, isimleri hakkında…
Arapça da, Sayf al-Din (okunușu Seyfeddin) ve Türkçe de ise, Seyfettin olarak okunur. Bunun sebebi ise, Alfabedeki harflerden kaynaklanmaktadır.
Seyfeddin ismi, Arapçadır ve Türkçe dilinde ise, Seyfettin olarak okunur.
Bazı örnekler..
* Seyyid - Seyit
* Muhamed - Muhammet
* Muhammed - Mehmet
* Cemalleddin - Cemallettin
Dolayısıyla köken olarak, doğru olan Seyfeddin’dir.
Seyfeddin, isminin anlamı: Dinin kılıcı, koruyucusu, askeri anlamına gelmektedir.
Seyfullah veya Seyfi isimleri, Seyfeddin isminden esinlenmiștir.
Seyyid Seyfeddin, lakapları…
Seyyid Sabun, Sayyid Sabır, Seyyid Safi, Seyyid Seyfi…
Halk arasıbnda en popüler lakap, Seyyid Sabun lakabıdır.
Seyyid Seyfeddin Ocağı, tarihçesi...
Tarihi notlara göre Ehli Beyt evlatları, Emevilerin ve daha sonra da Abbasilerin baskıları ve vermiş oldukları sıkıntılardan dolayı, Arabistan toprağını terk etmek zorunda kalmışlardır. Çünkü Muhammed Ali, islamının yaşaması gerekiyordu. Dolayısıyla Iran topraklarına, Anadolu’ya ve başka ülkelere dağılmışlardır.
Babam Seyyid Şah Haydar ve Seyyid Seyfeddin Ocağı’nın diğer evlatlarından edindiğimiz bilgilere göre; Seyyid Seyfeddin soyu, On Iki Imam yedincisi olan Imam Musa-i Kazım soyundan geldiği rivayet edilmektedir.
Seyyid Seyfeddin, ilk Mardin-Savunan köyüne, sonra Diyarbakır-Savur’a köyüne oradan da takriben 1100 ile 1200yılları arasında Elazığ’ın Palu ilçesine bağlı Seydili köyüne göç etmiş ve burayı kendine yurt edinmiştir.
Seydili köyüne yerleşen ulu zatın, büyük ihtimalen Seyyid Seyfededin olduğu beyan edilmektedir. Elazığ-Palu ilçesine bağlı Seydili Köyü’nde, ocağın varlığı halen söz konusudur ve Seyyid Seyfeddin Ocağı, günümüzde Vakfiye görevini yapmaktadır.
Seyyid Seyfeddin’nin, dört çoçuğu dünyaya gelmiştir. Bunlar’ Seyyid Safi, Seyyid Ismail (Azaklar), Seyyid Haydar ve Seyyid Küçük’türler.
Seyyid Seyfeddin, Hakk’a yürümesinden sonra bu dört kardeşler; Zamanın hükümdarlarınca rağbet gören ve güçlü konumda olan Nakşibendi tarikatının baskıları, verdikleri sıkıntılar sonucu tahminen 1800 ile 1900 yılları arasında Dersim-Tunceli ilinin çeşitli yerlerine göç etmişlerdir.
Seyyid Seyfeddin’in Sır mekanı(Kabri), Palu ilçesinin Zeve semtindeki Palu mezarlığındadır.
Dersim-Tunceli, yerleşim alanları...
* Nazimiye ilçesinde, Taru,
* Mazgirt ilçesinde; Seydili, Balan ve Mılan köylerini yurt edinmişlerdir.
Tunceli, Elazığ yöresinde halk arasında Seyyid Sabun olarak da bilinir. Vesikalarda ise, Seyyid Seyfeddin veya Seyyid Seyfettin olarak geçmektedir. Doğum ve ölüm tarihleri tam olarak bilinmemekle birlikte, Yavuz Sultan Selim döneminde yaşadığı tahmin edilmektedir.
Seyyid Seyfeddin Ocağı, taliplerinin bulunduğu alanlar...
Elazığ, Dersim-Tunceli, Erzincan, Erzurum, Muş, Sivas, Tokat, Balıkesir, Izmir, Aydın, Izmit ve Türkiyenin diğer illerinde de varlıkları söz konusudur.
Mürşid, Pir ve Rehber konumu...
Mürşidümüz, Ağuiçen ocağındandır,
Pirimiz Şeyh Ahmet ocağındandır ve
Rehberimiz, kendi ocağımızdan Seyyid Süleyman’dır.
Seyyid Seyfeddin Ocağı,, Baba Mansurların piri ve Kureyşanlılarında Mürşidleridirler.
Paulu ilçesine bağlı Seyyidili Köyü’nün çoğrafik konumu...
Dersim-Tunceli il merkezine yaklaşık 70 km,
Elazığ il Merkezine 60 km,
Diyarbakır il merkezine 100 km ve Bingöl il merkezine de 65 km’dir.
Seyyid Seyfeddin kerameti, hakkında...
Seyyid Seyfeddin, Elazığ-Palu-Seydili köyü’ne yerleştiğinde köylüler, Seyyid Seyfeddin’in kim olduğunu merak ederler. Meraklarından Seyyid Seyfeddin’ne sorarlar. Kimsin, ne yaparsın? vs.
Seyyid Seyfeddin, ben de sizin gibi Allah’ın bir kuluyum, nasip buraymış diye cevap vermiş. Seyyid Seyfeddin’in konuşmaları, hal ve hareketleri köylüleri etkiler. Bu durumdan dolayı, tekrar tekrar kendisine sorarlar.
Seyyid Seyfeddin, kendisinin Horasan erenlerinden olduğunu söyler. Seyyid Seyfeddin’i bilenler köylülere, Seyyid Seyfeddin’in keramet sahibi bir zat olduğunu kendilerine anlatılır. Bunun üzerine köylüler daha da meraka düşerler. Seyyid Seyfeddin’den kendilerine kerametini göstermesini isterler.
Rivayete göre; Seyyid Seyfeddin, köylülere ne yapmamı istiyorsunuz? diye sorar. O esnada bir dut ağacının dibinden geçiyorlarmış. Köylülerden biri, bu dut ağacından bir dal kes görelim demiş.
Seyyid Seyfeddin sorar, kökten mi yoksa? Yine köylü, Seyyid Seyfeddin’ne bir dal kes yeter der. Seyyid Seyfeddin, elindeki asayı sallarken iki dal birden kesilmiş. Köylüler Seyyid Seyfeddin’e eyvallah etmişlerdir.
Seyyid Seyfeddin’e bu dut ağacından bir dal kes diyen köylü evine giderken, yolda komşusuyla karşılaşır. Hal hatır ederlerken komşusu, heycanlı görünür.
Köylü komşusuna sorar, hayırmıdır? Sorusunu tam sormadan senin iki çoçuğun öldü, der.
Bu kederli haber üzerine köylü, heyvah kökten deseydim o zaman kökümüz kesilirdi diye kendi kendine söylenmiş..
Bu olay, köylüler arasında konuşulur ve olay, köylülerin üzerinde bayağı etki yapmıştır. Velhasıli köylüler, Seyyid’in huzuruna giderler. Seyyid’e niyaz olurlar. Seyyid Seyfeddin’e, köyün en değerli yerini gösterirler, hangi köyü istersin sorusunu sormadan, Seyyid Seyfeddin, beni rahat bırakın yeter diye kendilerine cevap verir. Benim nasibim, buraymış der. Seyyid Seyfeddin köylülerden büyük saygı ve ilgi görür. Köylüler, Seyyid Seyfeddin’in yaşadığı yere „Seydili köyü“ adını verirler.
Diğer bir keremeti hakkında…
Hırkasını nehir suyunun üstüne sererek, bir taraftan diğer bir tarafa geçerek kendi kardeşlerini karşıladığı rivayet edilir.
Seyyid Sabun, lakabı hakknda...
Seyyid Seyfeddin’in talipleri’nden biri, Suriye’ye iş yapmak ister. Talip pir’den destur (müsade) ister. Seyyid, talibe;. "Talib nereye gidersen git yolun açık ola. Yanlız atalarını, ata yurdunu unutma. Çala çoçuğunu yetim koyma. Yolunu yordamını ve Pirini unutma. Kendini Dünya malına verme, seni yaradanın var, ondan başkasına kulluk etme. Ben, seni sana seni Allah'a teslim ediyorum. Söylediklerimden kusur eylemezsen, Canab-ı Hakk’ın yardımıyla yolun açık, işinde başarı elde edeçeksin. Yolun açık ola" der.
Talip; "Pirim, yolumdan dönersem o an Allah’a kanım helaldır. Siz, duanızı benden esirgemeyin. Bende taliplik hakkıma bağlı kalacağım ve her sene size gelip eteğinize niyaz olacağım" der. Ve sonuçta talip, Suriye’ye gider orda bir sabun fabrikası açar. Kendi işinde oldukça başarılı olur.
Pirine verdiği söze yani ikrara bağlı kalıp, her sene köyüne gelip Pirini ziyaret eder. Pirine fazlasıyla sabun beraberinden getirir. Seyyid Seyfeddin’de bu sabunu her seferinde, insanlara, taliplere dağıtır ve böyle devam eder. Seyyid „Sabun“ lakabını buradan almıştır..
Rızalık lokması(Hakkkula), hakkında...
Beyağlame, isim Şahtalibi yani Seyyid Sadet evlad-ı Resül’ün haricindekiler yani Ocakzade olmayanlardır. Bir Pir’e bağlanıp, Ehli Beyt’e gönül verip yola girenlerdir. Doğu Anadolu Dersim-Tunceli’den örnek vereçek olursak; Şadianlar, Hıranlılar, Hizollular, Abdallar, Demenanlılar vs. bütün bu ezbetler (aşiretler) Hakkula-Rızalık lokması olarak Kureyşanlılar’ın hakkıdır, rızalık lokmasını Kureyşan Ocağı’na verirler.
Kureyşan Oçağı’da rızalık lokmasını Baba Mansur Ocağı’na, Baba Mansur Ocağı Seyyid Seyfeddin Ocağı’na, Seyyid Seyfeddin Ocağı’da Şeyh Ahmet Ocağı’na, Şeyh Ahmet Ocağı’da Ağuiçen Oçağı’na, Ağuiçen Ocağı’da kendi mürşid ocağına darken Rızalık lokması, Hünkar Hace Bektaş-ı Veli Dergahı’na verirler. Orada, aş pişer ve insanlara paylaşılır. Bu da yolun, el ele el Hakk’a olduğunu ve dolayısıyla Yol, Taliplik üzerine kurulmuştur.
Ehli Beyt yazarı ve Seyyid Seyfeddin Ocağı evlatlarından,
=Seyyid Hakkı=