Seyyid Hakkı Kimdir?

Seyyid Hakkı, kimdir?
Seyyid Hakkı, Hak Muhammed Ali dolaysıyla Muhammed Ali ve Ehl-i Beyt’in yani ceddinin yolunda sağlam adımlarla yürüyen bir candır.

1963 yılında Dersim/Tunceli Nazimiye’de dünyaya geldim. Ailem Ocakzade olduğu için, doğal olarak, cem-camaat ve aynı zamanda Ehl-i Beyt, ilim ve irfanı içinde büyüdüm. Diğer günler dahil olmakla beraber ama genel olarak her Perşembe günü; Kurbanlar, pişirilmiş Lokma (hamurdan yapılmış kömbe-bizde bu kömbeye Lokma denir.), ve herkes kendince birşeyler alıp evliyaların (Evliyalarımız üç bacıdırlar) bulunduğu odada mumlarını yakarlardı, orda bulunanlarla niyazlaşırlardı (Niyazlaşmak: rızalık alma ve aynı zamanda dar ve küskünlüğün giderilmesi). Işte böylesi bir ortamda büyüdük. Yol ve erkanı okuyarak değil gözede yaşayarak öğrendik.

1960’larda, yurtdışına gönderilen işçilerle birlikte babamda almanyaya gönderilmişti ve dolayısıyla 1980 lerde Almanya’ya geldim. 1982’de Metal dalında çıraklık mesleğimi yaptım. Çıraklık belgemi aldıktan sonra Ustalık Okuluna (7 sene) gittim ve Ustalık belgemi de aldım. Devlet Meslek Okulu’nda Usta-meslek eğitmeni olarak işe başladım ve şimdilik Atölye Müdürüyüm. Evliyim üç çocuk babasıyım. Sürekli Sosyal aktivelerde yer almışımdır ve de çalışmalarım o yönlü devam etmektedir.

Dersim/Tunceli çoğrafyasında, Ocakzadelerin, konumuna gelince:
Ülkemizdeki idarenin Emevi-Sünni toplumunun elinde bulunması ve 1938’deki (Dersim/Tunceli, Seyyidlerin çoğu Dersim/Tunceli’de yaşamakta) katliam’dan dolayı, Seyyidler kendi soylarıyla ilgili belgeleri ve Kitapları evin duvarına, bahçesine ve bazılarıda toprağa gömmüşlerdir.

Seyyidler’in çoğu zorunlu göçten sonra yurtlarına dönmemişlerdir. Dönenler ise, sakladıkları yeri bulamamış, çoğuda korkudan çıkarmamıştır. O günkü şartlardan dolayı, Devlet Arşivleri’nden Soyları ile ilgili arıştırmalara girmemişlerdir ve ihmal etmişlerdir.

Alevilik ve Seyyidlik sözçükleri adeta bir tabu-gizlilik içerisinde varlığını sürdürmüştür. Aleviliğe ve Seyyidliğe iftiralar atarak, karamalar yaparak bu sözçüklere kötü manalar-anlamlar yüklemek suretiyle Alevi halkı sindirilmiştir. Dedikodularla ve kulaktan dolma bilgilerle Süni halkı; kızılbaş, Rafizi, Kominist, anasını bacısını tanımıyorlar vs. Anadolu insanı’na karşı kışkırtılmıştır.

Ançak, yaşanan hızlı sosyal değişim sürecinde; Anadolu Alevileri ve Seyyidleri kimliklerini eskiye oranla daha rahat ifade edebiliyorlar. Ihmal ettikleri inançlarını, kültürlerini, kimliklerini yenidene keşfetmeye başladılar. Bu süreç ağır aksak ilerlesede, bu uğraş bir araştırma sürecine dönüşmüştür.

Ançak, önüne gelen kendine göre Aleviliği yorum edip çarpıttıkları için, insanların kafası da alabildiğine karışmıştır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen; Alevi inancını ve kültürünü günümüze taşıyan Seyyidler artı Ozanlar, talipler nasılki asırlardan beri nesilden nesile aktardıkları sözlü(pratik) eğitim (irşad) geleneklerini artık buğün yazılı hale getirme sürecine girilmişdir.

Seyyidler, Soy secerelerini-belgelerini zorda olsa (çünkü secereler eski yazı ile yazılmıştır. Eski yazıyı okuyan insanların az olduğu için) Devlet Arşivleri’nde ve diğer imkanlardan da faydalanarak elde etmeliler.

=Seyyid Hakkı=