Hadis ve Sünnet iddiaları...
Hadis ve Sünnet iddiaları...
Alevilik ve Alevileri islam’ın dışında gösterme çabaları, islamsanız camiye gelin çağrıları, Alisiz Alevilik saçmaları, Aleviler Kur’an-ı inkar ediyor gibi buna benzer daha nice iftira ve suçlamalar.
Alevi yol önderleri Mürşid, Pir, Rehber her nefeslerinde Alevilik islamın özü, Aleviler Hz.Muhammed Mustafa’nın; “Size iki emanet bırakıyorum, biri Ehli Beytim diğeri ise, Kitabımdır. Bunlar tıpkı Nuh’un gemisine benzer, tutulan kurtulur tutulmayan ise helek olur” mesajına tam anlamıyla sadık kalıp bağlanmışlardır.
Inançla uzaktan yakından alakası olmayan menfaatparezler, nefislerini tatmin etmek uğruna, Arap milliyeçiliğine ve Iran şövenistliğine köleliği kabul edip Arap örf ve adetlerini; Allah’ın emirleri, peygamberin sünnetiymiş gibi gösterip Allah’a kulluk yerine korku ve sindirme, mal mülk vaadleri yani dünyevi çıkarlarla kendilerine kul etmeyi hedeflemişlerdir. Bu çıkarları uğruna barış ve sevgi misyonuna sahip islam dinini; insanlıkla bağdaşmayan bir terör estiren din haline getirdiler. Hz.Muhammed’in emrine karşı gelerek insanların kendi dilinde ibadet etme özgürlüğünü elinden alıp anlamadığı bir dilde ibadet etmeye maruz bırakmışlardır.
Sonuçta; Insanlar, islam dininin anayasası olan Kur’an kitabını kendi anadilinde okuyup anlamak yerine; imam, hoca, mullaların vs. kişilerin yorumu ve anlatımıyla islamı anlamaya çalıştılar ve bu yanlış, yanıltma metotların sonucu ise bugünkü müslüman ülkelerde görmekteyiz. Alevi deyimiyle; “Allah, sana Şah damarından daha yakındır” manasından yola çıkarak, Allah’ın kutsal kıldığı insan oğlunun katline Allah adına fetva veren, kadın erkek ayrımı yapan, kadını ikinci sınıf gören, insanlar arasına hertürlü ikiliği sokan zihniyet, olsa olsa kulluğu Allah’a değil Arap milliyetçiliğine ve Iran şövenistliğinedir.
Aleviler; Sünni ve Şiiler gibi aynı Allaha, aynı Peygambere ve aynı kitaba inanırlar ama yorumları farklıdır. Sünni ve Şiiler arasında 12 Imamlar hariç diğer inançsal konularda heptirler. Aleviler ise bu iki islam akımına tamamen muhalefettir ve gercek manada Allah’ın, Peygamberin ve O’nun iki emanetine özünde bağlı olanlar bence sadece Alevilerdir.
Bu iddialara yüzeysel olsada verdiğimiz cevapla yetinip, ana konumuza geçelim:
Hadis kelimesinin sözlükte ki anlamı “söz, haber” dir. Sünnet ise ”izlenen yol, adet” manasındadır. Diğer bir deyimle Peygamberin söylediği sözlere “Hadis” davranış biçimlerine ve hareket tarzlarına da “Sünnet” denir.
Sünnet kelime olarak “tarz, metod, yol, tavır” manalarına da gelir. Sünnet kelimesi toplulukların devam edegelen davranışları manasında da kullanılır.
Kur'an da buyurur ki: “artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı bekliyorlar? Allah’ın sünnettinden kesinlikle bir değişiklik bulamazsın. Allah’ın sünnetinde dönüşümde bulamazsın. Allah’ın sünnetinde dönüşümde bulamazsın” (Fat’r süresi, ayet 43) ve devam eder; “daha önceden gelip geçenler hakkında Allah’ın sünnetidir. Allah’ın sünnetinde kesin olarak bir değişiklik bulamazsın” (Ahzab süresi, ayet 62).
Kur’an-ı Kerim Allah’ın yasalarında değişikliğin olmadığını bildirirken geliniz binlerce “Hadis” ve “Sünnet” lere hep birlikte bir göz atalım: Hz.Peygamber yaşadığı yıllarda, “Benden Kur’an dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kur’an dışında bir şey yazmışsa imha etsin” (Sahihi Müslim, Kitab-ı Zühd).
Emevile ve Abbasiler döneminde bazı Hadis bilginlerine göre iki milyon hadis yazıldı. En doğru olarak kabul edilen Buhari’nin Kitabının altı yüz bin hadis arasından, Müslim’in üç yüz bin hadis arasında, Ebu Davut’un beş yüz bin, İbni Hambel’in yedi yüz bin hadis arasından seçildiği söylenir. Oysa gerçek hadis Yaşar Nuri Öztürk’e göre elliyi geçmemektedir.
Ben şundan duydum, bundan duydum şeklindeki uydurmalar gün gün geldi din olarak karşımıza çıktı. Türk Istikbal Marşı yazarı Mehmet Akif Ersoy işte buna isyan ediyor:
Nebiye atf ile binlerce herze uydurdun.
Yıktın da dini mübini yeni bir din kurdun.
Kur’an: “Kimin sözü Allah’tan daha doğru olabilir” (Nisa süresi, ayet 87) diye sorarken neden bu kadar hadis çıkarıldı?
» Dini bozmak ve dejenere etmek için,
» Siyasi ayrılıklardan dolayı,
» Dini eksik zanedip, kendilerince dini kurtarmak için,
» Zorlama altında uydurmalar,
» Maddi çıkar sağlamak için,
» Arap gelenek ve göreneklerini dinselleştirmek için.
Işte bu amaçlarla bu kadar uydurmalar hadis olarak karşımıza çıkarıldı. Oysa gerçek hadis sayısı 50’yi geçmemektedir. İmam Azam’a göre de 17 dir. “Hadis diye ortaya sürülen bu sözlerin büyük kısmı uydurulmuş söz yığınlarıdır” (Yaşar Nuri Öztürk, “Tasavvufun Ruhu ve Tarikatlar” s. 71).
Bu hadislerden örneklerle bahsedelim:
Kur’an der ki: “Dinde zorlama yoktur” (Bakara süresi, ayet 256).
Hadis der ki: “Dinini değiştireni öldürün” (Buhari 12/883).
Kur’an der ki: “Gerçekten Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise dilediği kişi için bağışlar” (Nisa süresi, ayet 48).
Hadis der kik: “Cehenemde en şidetli azaba uğratılacak kişiler Resamlardır” (Buhari–tevasir, 89)
Işte bu uydurmalar yüzünden buna inanmış bazı saf insanlar ibadethanelere geldiklerinde secde etmezler. Sebebini sorunca: resimler var resimlerde günah olduğundan dolayı secde etmeyiz diyorlar.
Peki günah olduğu nerde yazıyor?
Kur’an da değil, Hadislerde yazıyor.
Hadislerden örneklere devam ediyoruz:
Kur’an diyor ki: “De ki; Allah’ın kulları için çıkardığı süsü ve temiz rızıkları kim haram etmiş” (Araf süresi, ayet 32).
Hadis diyor ki: “Cehenemde en şidetli cezaya satranç oynayanlar çarptırılacaktır” (Büyük günahlar, Hafız Zehebi s.96-97).
Hadis diyor ki: “Altın ve ipek ümmetimin kadınlarına helal, erkeklere ise haramdır” (Müslim, 2/16)
Hadis diyor ki: “Musiki dinleyen bir kişiye cennette ruhanileri dinlenme izni verilmez” (Kurtibi, 14/53).
Hadis diyor ki: “Şarkı, kalpte nifak bitirir” (Ebu Davut)
Hadis diyor ki: “Ümmetimden bir topluluk bulunacak saf ve yünlü ipeği ve çalgı aletlerini helal edinecektir” (Sahihi Buhari)
Hadis diyor ki: “Allah şarkıyı, alışverişini, parasını, öğretmeyi ve dinlemeyi haram kılmıştır” (M. Gazelli/Nebevi Sünnet s.111).
Hadis diyor ki: Kim resim yaparsa, Allah onu kıyamet günü yaptığı resim sebebiyle, resimlerdekilere ruh üfleyinceye kadar azap eder. Hiçbir zaman resimdekilere ruh üfleyemez” (Buhari, Taberi 45)
Uydurmacıların sanata olan düşmanlıklarının en yoğun olduğu konulardan biriside resimdir, sanattır.
Oysa Kur’an diyor ki: “Ona dilediği şekilde kaleler, heykeller, havuzlar gibi çanaklardan, yerinden kalmayan kazanlardan yaparlardı” (Sabe süresi, ayet 13).
Hadis diyor ki: “Köpek ve resim bulunan evlere melekler giremez” (Tırmızi, 4 cilt No: 2955)
Hadise göre evde köpek beslemenin meleklerin girmemesine sebep olacaksa sormazlarmı: “Azrail’de bir melektir, eğer evde köpek besler veya eve resim asarsam, Azrail’de evime girmeyeceğine göre evde iken ölmemem garanti olur mu?” köpeğide yaratan Allah değil midir?
Kur’an da hiç yasak yokken insanlar musiki, heykel ve resim gibi, Allah’ın kulları için yarattığı güzelliklerden mahrum bırakmak asıl günah o değilmidir?
Kur’an diyor ki: “Ey iman edenler, Allah’ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez” (Maide süresi, ayet 87)
Kadınlar ile ilgili Hadisler’e gelince:
Hadis diyor ki: “Kadınlar arasında iyi kadın yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir” (Sahihi Buhari)
Hadis diyor ki: “Doksan dokuz kadından biri cennette, diğerleri ise cehenemdedir” (Sahihi Buhari)
Hadis diyor ki: “Kadınların dinleri ve akılları eksiktir” (Sahihi Buhari).
Hadis diyor ki: “Namazı bozan şeyler; kara köpek, eşek, domuz ve kadındır” (Sahihi Müslim)
Hadis diyor ki: “Uğursuzluk üç şeyde vardır: kadında, evde ve atta” (Ebu Davut, C. 4 No: 3922).
Hadis diyor ki: “Takma saç takan, taktıran, kaşları incelten, kaşlarını inceltiren, dövme yapan ve dövme yaptıran lanetlenmiştir” (Ebu Davut, Tereccul 5)
Hadise göre Kadın yedi sıfatlıdır:
1- Giyim kuşam hevesinden maymun.
2- Fakir düşmeye razı olmadığından köpek.
3- Kocasına diğer insanlara kibrinden yılan.
4- Gece gündüz koğuculuk yaptığından akrep.
5- Evde eşya sattığından fare.
6- Erkeklere hille kurduğundan tilki.
7- Kocasına itaat ettiğinden dolayı koyundur.
Oysa Kur’an diyor ki: “Mümin erkekler ile mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır” (Tevbe süresi, ayet 71)
Islam ülkelerde geri kalmışlığın sebebini işte bu uydurmalarda aramak lazımdır. Bu uydurmaların yüzündendir ki, matbaa 200 küsür yıl sonra ülkemize girebilmiştir. Sanatta, bilimde ve çağdaşlıkta geri kalmış ve kadın ikinci plana itilmiştir.
Şimdi biraz daha ileri giderek bir örnek daha verecek (daha yüzlerce verebiliriz) olursak: “Bir gün Ubu Yusuf, (Hanefi mezhebinin üçüncü kurucusundan biridir) “Peygamberimiz kanağı severdi”, der. Bu sözün söylendiği yerde bir kiş; “Ben kabak sevmiyorum”, der.
Ebu Yusuf “Peygamberin sünneti olan bir şeyi sevmeyen peygambere karşı gelmiş olur, peygambere karşı gelen de Allah’a karşı gelmiş olur,” der.
“Allah’a karşı gelmenin bedeli de kellesinin kesilmesimesini söyler. Kabak sevmem diyen kişi tövbe ederek kellesini zor kurtarır” (Ahmet Ziyaeddin, Gümüşhanevi, Ehli Sünnet İtikatı, s. 80).
Ey fetvacılar!
Türbelerde kurban kesmeyin, ağaçlara çaput bağlamayın, türbelerde yemek yedirmeyin, ibadette saz çalmayın, çünkü, o şeytan icadıdır diye fetva verenler! Önce kendi özünüze dönün ve din adına uydurduklarınızı, Arap örf adetlerine bağlılığı ve köleliği bırakıp ve sonra da şunları yanlıştır bunlar da doğrudur, şunlar Hakk’ın emirleridir bunlar Emevilerin emirleridir diye fetva verin ve insanların iyi niyetlerini kullanarak din sömürüsü yapmayın.
Arap örf adetlerini, din ile ilgisi olmayan fiilleri dinselmiş gibi göstermekten vac geçin. Analarımızı, kadınlarımızı, kardeşlerimizi aşağılanmaktan ve ikinci sınıf insanmış gibi görmekten vaz geçin, saçmalıkların da adına din demekten vazgeçin lütfen.
Kur’an diyor ki: “bile bile gerçekle yalanı karıştırmayın” der (Bakara süresi, ayet 42).
Çünkü yüce Allah “...Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez” der (Bakara süresi, ayet 185 diye buyurmaktadır.
Öyleyse gelin barış ve sevgi olan İslam dinine uydurmalar katarak zorlaştırmayalım. Binlerce hadis uydurarak, dinle ilgisi olmayan Arap örf - adetlerini sünnet, ayet diyerek, kin kusan “İlmihal” ler çıkararak insanların arasına itifak tohumu ekerek bölmeyelim. Ayrım yapmalım.
Inananlara Allah doğru yolu göstermiştir. Bakın ne diyor: “Sizin dininiz size, benim dinim bana” (Kafirun suresi, ayrt 6) diye buyurmaktadır.
Din bir vicdan meselesidir, bırakın inanan inandığı gibi yaşasın, ödülünü ve cezasını da dinin sahibi olan yüce Allah versin. Bizlere düşen de böylesi uydurmalarla insanlara zulmetmemektir.
Yüce Allah’tan niyazımız; bütün kullarına dosdoğru olan yolunu görmeyi, bilmeyi ve gerçeğe ermeyi nasip eylesin... Gerçeğin demine Hüü.
Ehli Beyt yazarı ve Seyyid Seyfeddin Ocağı evlatlarından,
=Seyyid Hakkı=
Seyyid Hakkı, Sosyal Medya Takip Hesaplarımız…
YouTube, ilim kanalımız: https://www.youtube.com/user/YediDeryaSohbeti62
YouTube, Hakk Dergahı TV : https://www.youtube.com/channel/UCiYFRPz6s8F4dBXue1V8zVg
Facebook, Alevi Hizmet Dergahı grubumuz: https://www.facebook.com/groups/244039227002241/
Fcebook, Ehlibeyt Ilim Mektebi sayfamız; https://www.facebook.com/Ehlibeyt-%C4%B0lim-Mektebi-194839911064876
WEB sayfamız, Alevilikte Inanç; https://www.alevilikte-inanc.de/
Facebook özel sayfamız; https://www.facebook.com/SeyyidHakkiAL