İnternet ve Face’te Alevi Grupların Görevi Ne Omalı??
Internet ve Face’te Alevi Grupların Görevi Ne Omalı??
Sanal dünyamızda tekniğin olağanüstü ilerleyişiyle, gelişmesiyle insanoğluna sınırsız birçok imkanlar sunmuştur. Bu imkanlardan birtanesi de iletişim dalıdır... Bugün Face’te bu teknik imkan milyonlarca insan tarafından kullanılmaktadır. Bu imkandan elbetteki Alevi insanları da faydalanmaktadırlar...
Alevilik adı altında sayısızca gruplar açılmıştır. Edindiğim gözlemler sonucu üç tür amaç görülmektedir:
1- Alevi toplumunun tarihi sürecinde kendilerine dayatılan baskılar, sindirmeler, asimilasyon baskıları ve oyunları sonucu Alevilerin azı veya çoğu, inançlarına, gelenek göreneklerine, örf adetlerine, ibadetlerine uzaklaştırılmış, yabancılaştırılmışdırlar.. Bu insanların tekrardan kendi Alevi değerleriyle bütünleştirmek, kenetleştirmektir ve yaşamasını sağlamaktır.... Bu değerler; Alevi ilim irfanı, Duaz-ı İmamlar, deyişler, ağıtlar, mersiyeler, şirler... vs. vs.... dirler..
2- Alevi insanının sosyal yaşamlarında kendine göre sıradan bir ortam yaratmak, gününü gün etme anlayışıdır.....
3- Asimile makinasının boş durmayıp Alevi değerlerinin özünü boşaltıp kafa karışıklığı yaratmak, Alevi gençlerini anlamsız ve mansız bir yaşam ortamına sürüklemek anlayışıdır....
Alevilik adı altında açılan grupların asıl ve tek amacı birinci tespittir....Alevi değerlerini paylaşmaktır...
Alevilik, insani değerlerle eştir. Alevi tarihine baktığımızda, Ehli Beyt’en bu yana yani 1400 senelik bir Alevi tarihinde Aleviler insanlık savaşı dolayısıyla ilim ve cehalet savaşı vermişlerdir.... Örneklersek; 12 İmamlar, Kerbela olayı, Hallac-ı Mansur, Seyyid Nesimi, Baba İshak, Şeyh Bedrettin, Pir Sultan... ve daha niceleri.... İnsanlık onurunu sahiplenip canı pahasına cehalete karşı mücadele etmişlerdir...
Dolayısıyla Alevi insanına aydın millet denilmektedir... Aydın demek; Hisleriyle değil akıl ve mantık ekseni içerisinde hareket eden demektir... Akıl ve mantık ile hareket edilmediği zaman cehaletin ekseninde dolaşanlardır... Özetlersek: Doğru ile yanlışı ayırt eden, yanlışı elinin dışı ile silip atan demektir...
Burda şu soru akla gelmektedir... Alevilerin başka grup açma hakkına sahip değildirler mi???? Elbetteki sahiptirler ve hürdürler... Ama Alevi adı altında değil, aleviliği basamak yapmamak suretiyle... Örneklersek; Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses..... Müzik veya sayfası gibi olunca.... elbetteki istediği şarkıların paylaşımını yapar... Diğer tarafta, “Ehlibeyt Kapısı Deyiş” adı altında açılan bir grupta mantıksal olarak Alevi değerleri paylaşılır...
Böyle bir düşünün, “Ehlibeyt Kapısı Deyiş” grubunda içkili/alköllü klip eşliğinde, “seni çok özledim, hasretine dayanamıyorum Ayşem” şarkıyı paylaştığınız zaman Beyaz mendilin üzerindeki kara lekeye benzer... Yanlış anlaşılmasın burdaki amacım, şarkı veya klip değil, paylaştığınız mekandır....
Bir başka örnek: Kerbela şehidi İmam Hüseyin’i anlatan bir Duaz-ı İmam, ağıt, mersiye, deyiş... hemen onun altında veya üstünde Ferdi Tayfurun “Hadi köyümüze dönelim” şarkısı...
Birde şöyle bakalım: En sevdiğiniz bir yakınınızı kaybediyorsunuz ve komşunuz bu mateminizde, kederli gününüzde kalkıp düğün veya şenlik yapıyor, çifte telli oynuyor... Sizce, o andaki duruşumuz ne olabilir???? Evet değerli canlar... işte mesele bu... yoksa bizim kimsenin müziği, dansı, halayı ile sorunumuz yok.....
Bir başka husus: Yapılan uyarılardır... Bu gibi paylaşımları(şarkılar) yapan canlarımıza yapılan uyarılar sonucu bakarsınız, grupta paylaşım yapan bazı canlarımız da başlarlar şarkı paylaşmaya... Böyle birşey aydın insana yakışır mı??? Burda yapılan, inadına yanlışa sahip çıkma anlayışıdır... işte bu aydının işi değildir... yapılan uyarılar hepimiz için geçerlidir ve hepimiz o uyarıdan bir pay çıkarmamız lazım.... Akıl ve mantığın değil de hislerimizin esiri olursak... bu da bizim Aydın insan tanımından ne kadar uzak olduğumuzu veya aydın insan tanımından ne kadar uzaklaştığımızı gösterir.... Burda bir parantez açmak gerekir: Aleviliği birileri için değil, kendimiz için yapıyoruz...
Yapılan eleştiri ve uyarılar doğru ise desteklenmeli, sahip çıkılmalı, o canımızı yanlışından caydırmamız gerek.... yanlışını desteklemek o canı, daha büyük yanlışlara sürüklemek demektir..... Yapılan uyarılar lehine olsa bile o anki hislerine yenik düştüğünde; ya gruptan ayrılır, ya da paylaşım yapmaz..... komiği başka bir grupta yaptığı paylaşımda “gelin canlar bir olalım” paylaşımıdır.... Sizce, burda ağlamak mı yoksa gülmek mi gerekir... işte bunlar bizim zaaflarımızdır, eksikliklerimizdir. Bu eksiklikleri gidermek için bizlerin birbirlerimizin iyi niyetli uyarılarına (“iyi laf yılanı deliğinden çıkarır” sözününden yola çıkarak) ihtiyacımız var... Tam tersine bizi iyi niyetten uyaran o canımıza teşekür etmeliyiz ki, o hoşgörüyü göstermeliyiz ki, “gelin canlar bir olalım” deme hakkına da sahip olalım... Bunun aksisi, kendini kandırmaktan öteye değildir.....
Bir diğer eksiğimiz, zaafımız; Okumak.... Okumadan onaylamaların sonuçları pekde hoş değil... Örneklersek: Okumadan onay verdiği bir paylaşımı, okuyupta tepki verenler olunca.... birde bakarsınız en büyük hakaret, itiraz, suçlama; okumadan olumlu onay veren canımızdan gelmiştir.... Ve mantıksal olarak kendisine soruyorsunuz... siz olumlu onay vermişsiniz bu tepki niyeki???? Aldığınız cevap: Ben nerden bileyim siz böyle bir yazı yazarsınız..... Demek ki inandığımız, güvendiğimiz canlarımız da hata ve eksiklikler içine girebiliyor....
Dolayısıyla bu hatalara düşmemek için, okumak gerek, yolumuza ters düşmek istemiyorsak hislerle değil akıl ve mantıkla yaklaşalım... objektiv bakalım.... sevgiler.... saygılar....
=Seyyid Hakkı=